Normalleşmeden anormalleşmeye...

33 yaşındaki Dilruba Kayserilioğlu, İzmir’de kendisine uzatılan bir Youtube kanalı mikrofonuna şöyle demişti:

“Parlamenter sistemden çıkıp, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni tek adama verirsek o da böyle babasının ahırı gibi kullanır. Elin Arap’ı öldü diye ben neden yas tutayım, beni ilgilendirmez. Çat diye ‘kapattım oldu’ olmaz. Bir gece yasa çıkartıyor, hayvanlar ölsün istiyor, Allah’ın adıyla hayvanları katletmeye yönelik yasa çıkartıyor. Bir gece oluyor İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıyor. Bir gece Instagram’ı kapatıyor. Bu yaptığı darbe. Sosyal medyayı kapatması, darbe. Hayvan katliamıyla yasa çıkarması, darbe.

Destekleyenlere de şunu söylemek istiyorum: geri zekâlısınız. Bütün özgürlük haklarınızı tek bir kişiye teslim ettiğiniz için, Allah’tan da üstün tutup ona taptığınız için, sosyal medyanın kapatılmasını desteklediğiniz için, hayvanların katledilmesini desteklediğiniz için hepiniz beyni emcüklenmiş birer geri zekâlılarsınız. Bu söylediklerimin hiçbir şekilde kesilmesini de istemiyorum.”

Normalde anaakım bir medyada yayınlanmayacak, hakaret içeren bir konuşmayı Youtube kanalı gerçekten de sansürsüz yayınlandı, video bir anda viral oldu, Youtube’daki bir sokak röportajında genç bir kadın kendince saçmalamış denmedi, tepkiler büyüdü ve Dilruba Kayserilioğlu “halkı kin ve nefrete tahrik” ve Cumhurbaşkanı’na hakaretten” tutuklandı. 13 gün hapis yattıktan sonra da serbest bırakıldı.

Genç kadının bir Youtube röportajı yüzünden tutuklanması haklı bir tepkiye neden oldu.

Hiçbir siyasi ve fikri değeri olmayan ayak üstü edilmiş hakaretlerle genç kadın bir anda cesaret sembolüne dönüştü.

Tepkiler siyasete kadar ulaştı. Özellikle kendi kamuoyundan Erdoğan ile yürüttüğü normalleşme görüşmeleri için tepkiler alan Özgür Özel, hapishanede Dilruba’yı ziyaret etti.

Birkaç gün sonra bırakılan Dilruba’yı İzmir Fuarı açılışında Özgür Özel’in yanında otururken gördük.

Neredeyse bir kahraman gibi karşılandı.

Özel kürsüden ona hitaben bir konuşma yaptı:

“Ben bugün burada bizimle olan birini anmak istiyorum. İzmir zaman zaman haklı tepki gösteren, hak ettiğini almadığında sözünü esirgemeyenlerin kenti. İzmir’de bir kardeşimiz bir mikrofona birkaç şey söyledi. Biz dün onu cezaevinde ziyaret ettik. Ben çok emin bir şekilde şunu yaptım. Cezaevine gidip de kapının önüne çıkıp da şunu da yapacağız, onu da yapacağız demek yerine ‘Haksızlığa itiraz etmek önemli bir melesidir. Bir de cezaevinde bir davet yaparsanız o davet kısa sürede karşılığını bulur. ‘Dilruba, sen buradan çıkacaksın. Ben kapının önünde bir konuşma yapacağım. Seni de davet edeceğim.’ Sen buradan çıkıp partimizin kuruluş yıldönümü kutlamalarında bizimle olacaksın’ dedim. Dilruba’ya koruma memurlarının yanında dedim ki ‘burada racondur. Ziyarete gelen iade-i ziyarete gitmen lazım’ dedim ‘İnşallah Özgür Bey’ dedi. Kendisi 24 saat olmadan iade-i ziyarete geldi. İyi ki varsın Dilruba. CHP, düşünce özgürlüğünü sonuna kadar savunuyor.”

Bir gün sonra bu kez Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeyiz.

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin resmi kısmında ant içen 960 mezun teğmenden 300-400’ü törenin ardından kılıçlarıyla bir araya geldi ve bir saat önce zaten kendilerine ant içirmiş dönem birincisi eşliğinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” sloganı attıktan sonra bir kere daha ant içtişer.

İçtikleri ant 2016’dan önce harp okullarında genç teğmenlerin kılıçlarıyla içtikleri “Subaylık Yemini”ydi.

Ama içinde “laik, demokratik Cumhuriyeti korumak”, “karşılarında bizi bulacak”, “kılıçlarımız keskin ve hazır olacaktır” gibi siyasi sloganlar bulunan bu yemin 2016’dan itibaren ortadan kalkmıştı.

Yani teğmenler ikinci kez, kendi inisiyatifleriyle, 2016’da kaldırılmış eski bir harp okulu yeminini etmişlerdi. Bu yemini etmeden önce de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye sloganlar atmışlardı.

Belki de siyasi bir mesaj değil, sadece kılıçların çekilip birbirine tokuşturup edilen eski geleneksel yemine öykünmeydi bu.

Ama ordu gibi disiplinli bir kurumda, kötü hatıralar da çok tazeyken bu disiplinsizlik iki türlü tepki aldı.

AK Partililer bunu yeni bir kalkışma, ezilmesi gereken bir başkaldırma olarak gördüler.

Muhalifler ise ordunun yeniden Kemalist özüne dönmesinden memnuniyetlerini bildirdiler.

Onlara Özgür Özel de katıldı:

“Sizin akıl önderiniz fesli deli Kadir’in ’Keşke Yunan kazansaydı’ dediği gibi ‘Trikopis’in askerleriyiz’ mi diyeceklerdi? Elbette Mustafa Kemal’in askerleri onlar!”

Bu tehlikeli tırmanış listesine eklenecek iki olay daha var.

Biri yılın yılbaşında yaşanmıştı.

Gazze için sabah eyleminden dönen, elinde yeşil bayrak olan bir kişiye bir üniversite öğrencisi yumruk atmış, bu yüzden tutuklanmış, öğrenci neredeyse kahraman ilan edilmiş, CHP gençlik kolları öğrencinin posterini yapmış, Fatih Altaylı eline sağlık demiş, Özgür Özel ailesini aramıştı.

Sonuncusu ise geçen ay Meclis’te oldu.

Meclis’te AK Partililere karşı sert bir konuşma yapan Ahmet Şık, Alpay Özalan tarafından darp edildi.

Ve Özalan neredeyse kahraman ilan edildi. İnsan Hakları Komisyonu üyesi bir AK Partili kadın milletvekili bile “eline sağlık” yazdı. Muhtemelen bu yumruk için Özalan epey tebrik aldı.

Bu dört farklı olaydan duyulan gerilen Türkiye’nin fay kırılma sesleridir.

Zannedildiğinden çok daha ciddi bir tehlikedir bu.

İktidar partisi seçmenlerine dümdüz hakaret eden genç bir kadın, tutuklanmak gibi en sert kolluk tedbiriyle muamele görünce bu kez kahraman haline geliyor, protokole giriyor, normu onun dili belirliyor.

Sokakta yürüyen adamı cumhuriyet ve laiklik için yumruklayan öğrenci ayıplanacakken yine tutuklanıyor, bu kez kahramanlaşıyor, bu sayede yumruk atmak övülüyor.

Meclis’te TİP’li milletvekilini döven AK Parti milletvekili kahraman ilan ediliyor, neredeyse yumruk atmayıp olay yerinden kaçanlar korkaklıkla suçlanıyor.

Genç teğmenlerin iktidara değil, Atatürk’e bağlılığı bunu kınayan ya da övenler arasında tartışmalara neden oluyor. Kimsenin aklına teğmenlerin iktidar ya da muhalefet lehine siyasi bir tavır içinde olmasının kendisinin bizzat yanlış olduğunu söylemek gelmiyor.

Muhtemelen devlet yine olay yerine çekiçle gelecek, mağduriyetler tepkileri artıracak.

Tam olarak otoriterliğin trajedisi bu.

Toplumun doğal iletişim kanalları kapatılınca, karşılıklı diyalog imkanları ortadan kaldırılınca kutuplaşma, siyasi hasmını düşman görme artıyor ve karşılıklı olarak meşru görülüyor.

Ve bundan sadece iktidar değil, muhalefet de payını alıyor.

İktidarın elinde her mesele için çekiçten başka araç olmayınca, iktidar etmek sadece kaba güç göstermeye dönüşünce muhalefette de şahinlerin sesi yükseliyor, makul sesler dalga geçilen naifliklere dönüşüyor.

Böylece protokole oturtulan hakaretler, övülen yumruklarla konuşmanın anlamı ortadan kalkıyor.

Siyasi rekabet, düşmanlığa, demokratik mücadele her şeyin meşru olduğu bir varlık savaşına dönüşüyor.

Bir toplumun başına gelecek en büyük felaketlerden biri bu.

Türkiye kısa süreli bir normalleşmeden hızla anormalleşmeye sürükleniyor.

Tehlikenin farkında mısınız?

YORUMLAR (145)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
145 Yorum
  • Cem / 06 Eylül 2024 10:27

    Sanırım bu Mustafa Kemal'in askerî lafının anormal olduğunu ülkedeki her birey anlayana kadar anormal kalacağız. Gerçi onlara şefkatli yaklaşmak lazım ilkokuldan bu yana kafalarına çivi ile aynı hikayeler çakıldı. Başkasını bilmiyorlar, bilince de kafalar yanıyor

    Yanıtla (0) (0)
  • mustafa / 03 Eylül 2024 17:01

    disipilinsizlik mi dediniz ....yoksa aslına dönmekten mi rahatsızsınız sayın yazar

    Yanıtla (1) (4)
  • araftakalanlar / 03 Eylül 2024 11:47

    bence asıl olan hiç bir şahsın askeri olmamaktır.sadece milletin askeri olmak en doğrusudur.

    Yanıtla (1) (1)
  • Dr / 02 Eylül 2024 12:38

    Erdoğan ve Bahçeli toplumu 3 parçaya böldü. Sıra içsavaş ve toprakların bölünmesinde.

    Yanıtla (13) (7)
  • Okur yazar / 02 Eylül 2024 21:02

    Türkiye her zaman kutuplaşmış bir ülkeydi. Akp iktidarı, demokrat ilkeler benimsendiği sürece, iktidarın kolay kolay değişmeyebileceğini gösterdi. Bu durumda değişmesi gereken CHP yada diğer muhalefet. Bunu yapmadan kılıçlarla değiştirmeye kalkmak ise sadece kaosa davetiye olur.

    Yanıtla (5) (10)
  • İnsaf / 02 Eylül 2024 23:43

    AKP kutuplaştırma sayesinde halâ iktidar

    Yanıtla (4) (1)
  • Gülümseyen / 02 Eylül 2024 13:01

    Sayın Oğur, subayların eski yeminindeki “laik, demokratik Cumhuriyeti korumak” siyasi slogan mıdır? Bunu söyleyen subaylar Kemalist özüne mi dönmüş oluyor? Anlaşılan İktidarların darbe korkusunu yenmelerine yardımcı olmak için, en yakın zamanda anayasamızda bulunan laik ve demokratik sözcüklerini kaldırmakta yarar vardır. Ondan sonra sen sağ ben selamet!!

    Yanıtla (32) (5)
  • Okur yazar / 02 Eylül 2024 16:37

    Askerlerin cumhuriyeti korumak gibi bir görevleri yok. Onların görevi ülkeyi dış tehlikelere karşı korumak. Örneğin cumhuriyetin demokratik niteliği cumhurbaşkanlığı sistemine geçilirken halk oyu ile değiştirildi. Askerlerin bu konuda müdahil olmaları düşünülemez. Yarın halk laik niteliği de değiştirmek isteyebilir. Buna yine asker bir şey diyemez. Onun görevi farklı. Bunu anlamadığımız sürece demokratik laik bir cumhuriyet olamazyız.

    Yanıtla (15) (32)
  • Gülümseyen / 02 Eylül 2024 17:48

    Sayın Okur Yazar, eğer izin verirseniz yazınızdaki karışıklığı düzeltmek isterim. 2017 anayasa referandumu ile ülkenin demokratik niteliği değişmedi. Yönetim şeklinde yürütmeye daha fazla ağırlık verildi. Anayasa'da hala demokratik sözü duruyor. Ama nitelik de değişti ve demokrasi azaldı diyorsanız haklısınız.

    Yanıtla (10) (1)
  • Okur yazar / 02 Eylül 2024 20:36

    Evet dediğiniz gibi demokrasinin değeri düşürüldü, onu demek istedim. Yine tekrarlıyorum oyla seçilmiş ve tercih edilmiş iktidarlar ve anayasal değişiklikler meşrudur. Askerlerin burada taraf olmaları darbe teşebbüsüdür. Böyle bir yetkileri yok çünkü.

    Yanıtla (4) (0)
  • kara okuru / 02 Eylül 2024 23:43

    Bakın burası enteresan! Demek ki temel hak ve özgürlükler oyla değiştirilebiliyor. Dün inanç özgürlüğü temel hakken. bugün bakıyorsunuz yeterince oy toplayan bir güruh, yok ya öyle değil diyebiliyor ve anayasadan inanç özgürlüğünü veya bir diğerini atıp hala meşru olabiliyor, öyle mi? Geldik mi adaletsiz hukukun meşruiyeti ve çoğunlukçuluk-çoğulculuk tartışmasına?

    Yanıtla (2) (0)
  • Ratio 2 / 02 Eylül 2024 21:59

    Muhalif gruplar bu mağduriyeti siyasete tahvil etmek isteceklerdir doğal olarak. Ancak ülkenin gerçek sorunlarıni teshis edip çözüm üretmektense yeni kemalizm rüzgarı ile iktidara gelebilir. Biz de bu cenerede devam eder gireriz. Belirsiz bir geleceğe doğru.

    Yanıtla (1) (1)
  • Ratio 1 / 02 Eylül 2024 21:51

    Tayyib'in askeri olmak M.Kemal'in askeri olmak Bahçeli'nin askeri olmak.... Seç beğen al! 2010 lara kadar laikçi boyalı saçlı teyzelerin ideolojisi nasıl oldu da başta gençlerin ve geniş toplumsal kesimlerin medet umduğu bir siyasal harekete dönüştü? Erdoğan'ın yıllardır kutuplaştırma uğruna (saf bir kötülükle) her fırsatta tahkir ettiği kurucu liderin mağduriyeti siyaset yapma biçimine dönüştü. Buradan sağlıklı bir şey çıkmaz.

    Yanıtla (5) (1)
  • fikri hür / 02 Eylül 2024 17:41

    Oylarına talip olacağı seçmenlere "gerizekalı" diyen bir vatandaşı CHP'nin kuruluş yıldönümü kutlamalarına davet etmek tam bir üstün zekalı davranışı! İfade özgürlüğünü savunmak Dilruba hanımın dediklerini/üslubunu onaylamağı gerektirmez. Türkiye'de uzlaşı kültürünü, barışçı(l)/sivil siyaseti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olmasını savunan makul liderlere ihtiyacımız var. Teğmenler için, zaten Atatürk'ün kurucu ilkelerine göre şekillendirilmiş anayasaya bağlılık yetmeli.

    Yanıtla (8) (6)
  • Hüseyin Şenel / 02 Eylül 2024 20:32

    Yetmez ama,yorumunuza katılıyorum..

    Yanıtla (0) (1)
  • OkurM / 02 Eylül 2024 12:41

    Iktidar elden gidiyor. Normal şartlarda reisin kazanma şansı yok. Seçime kadar şapkadan bir şekilde tavşan çıkması lazım. Turkiye'nin %60-30 denkleminin kaşınması lazım. %60'ı konsolide etmek için, ülkedeki açlık dahil her şeyi detay görecekleri bir takım tehditler ortaya çıkması lazım.
    Bu subayların yemini olayını kim kışkırttı acaba? "Allahın lütfu"na dönüşebilir. Reisi yemek istiyorlar korkusu, yedirmeyiz tavrına katkı yapar...
    Fehmi Koru haklı...
    Chp bu toplumu arkasına alamayacak...

    Yanıtla (10) (11)
  • OkurM / 02 Eylül 2024 20:25

    Ahmed davudoglu çok akıl dolu bir açıklama yaptı. "Muhalefet bizim işimiz, genç subayların işi değil" dedi. Bu açıklamayı tüm muhalefet yapabilmeliydi. Eski korkulara oynayan bazı odaklara fırsat verilmemeli. Bu odak bizzat mağdur rolünü seven odak da olabilir. Seçime kadar ne olur akıllı olun. Önceki genel seçime göz göre reise bağışladınız. Biraz akıllı olun...

    Yanıtla (6) (1)
  • Abdullah / 02 Eylül 2024 13:42

    İktidarın değişmesi ülke için ihtiyaçtır.Adamlar ellerinde silah,kendi çocuklarını katledip kendilerini öldürüyor.Sapıklar ellerinde silah,dirgen zehir, Allah'ın garip kedi köpeklerini katlediyor.

    Yanıtla (8) (8)
  • karar okuru / 02 Eylül 2024 18:41

    Doğrudur. Bu iktidar bu ülkeyi iyi yönetememektedir ve daha iyi yönetebilecek siyasi ve bürokratik kadrolara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç günden güne artmaktadır. Ancak, değişim 1) mutlaka ve mutlaka seçim yoluyla gerçekleştirilmelidir; 2) değişimin nihai hedefi kuvvetler ayrılığına dayalı, iki kamaralı parlamentosu olan, inanç özgürlüğü de dahil tüm temel özgürlükleri ve toplumun dezavantajlı kesimlerinin ihtiyaçlarını gözeten, demokratik hukuk devletini hedeflemelidir.

    Yanıtla (9) (0)
  • Abdullah / 02 Eylül 2024 19:43

    Yazdıklarınızın tamamına katılıyorum.

    Yanıtla (7) (0)
  • A.Derin / 02 Eylül 2024 19:28

    Etki tepkiyi doğurur. Baskı, şu anda baskının her türlüsü varken, milletin seçtiği vekili hapisten cikaramiyorsan, meclis kürsüsünden eleştiriye, dozu kaçmış da olsa aynı dozda yanıt vermek yerine yumrukla yanıt verene ödül veriyorsan, sıradan bir insanın irticalen soyledigi sozlere de katlanmak zorunda kalirsin. Muhalefet bunu kullanır. Siviller söylediğinde rahatsız edici gelse de, askerin söylediği , Mustafa Kemalin askeriyiz, sözünde bir yanlışlık yoktur. Bun tehlikeli görmek de abesle is

    Yanıtla (7) (2)
  • karar okunur / 02 Eylül 2024 11:33

    30 Ağustos kutlamalarında Haniye posterleri açılırsa, bunun üzerine acayip acayip yorumlar paylaşılırsa, bu büyük bir saygısızlık olmaktan çıkar, kışkırtmaya girer. Tepkiler gelince de, hemen Darbe´ye bağlıyorlar. Kendileri mağdur, suçlu yine başkaları oluyor.Tehlikenin farkındayız.

    Yanıtla (27) (9)
  • OkurM / 02 Eylül 2024 12:34

    Haniye posteri açılması neden kışkırtma olsun ki? İllegal israilli yerleşimciler mahallesi mi orası?

    Yanıtla (12) (28)
  • Arda / 02 Eylül 2024 13:51

    30 Ağustos kutlamasinda Filistin ve İsrail'in işi nedir?

    Yanıtla (23) (7)
  • karar okuru.. / 02 Eylül 2024 17:41

    İsrailin Filistenden sonraki hedefi Anadolu. Adamlar artık açık açık harita yayınlıyorlar(sözde vadedilmiş topraklar!) Bunu görmüyor musunuz? Haniye taraftarları aslında şu anda bir sonraki hedefler arasında olan Ülkemiz içinde filistin cephesinde savaşıyor. İşte bu yüzden 30 Ağustos kutlamasında Filistin bayrakları var ve bir yerlere de anlamlı mesaj var. Anlayabilene tabi.

    Yanıtla (4) (15)
  • Kararlı / 02 Eylül 2024 19:18

    Dünyada hepsi ABD den Avrupadan gelse Anadolu’yu dolduracak kadar musevi yok. Gazzadan sonra hedef Anadolu yalanına ancak ahmaklar inanır. Gerçek Türkler vatanımızda gözü olanları tükürüğünde boğar.

    Yanıtla (4) (5)
  • Hüseyin / 02 Eylül 2024 19:13

    Kemal Kılıçdaroğlu nu yumruklayan inek hırsızı Osman la fotoğraf çektirmek için sıraya girmişlerdi.

    Yanıtla (7) (0)
  • Acaba / 02 Eylül 2024 17:06

    Burası Ortadoğu normallere alışmaliydiniz
    Bu ülkenin AKP’li Cumhurreyizi ekmeğini yediği insanlara “Cibiliyetsiz” diyor ve sizlerde Yarabbi şükür dediğiniz için orası ORTADOĞU

    Yanıtla (12) (3)
  • Okur yazar / 02 Eylül 2024 16:48

    CHP merkez parti olamadığı için hep marjinalde (kazıklı ana muhalefet) kaldı ve buradan çıkmanın yolunu da askere dayanmakta gördü hep. Tepelerde zaman zaman faklı söylemler dönse de tabanda hep bu özlem kaldı. Çünkü toplum değişmiyor, o halde zorla dönüştürelim hevesi. Kılıçlarla gerekirse. Bu akıl tutulmasından vazgeçilmediği sürece kutuplaşma ve darbeler de bitmiyor maalesef.

    Yanıtla (3) (16)
  • hüseyin adıyaman / 02 Eylül 2024 15:56

    değerli yıldıray bey her iki tarafın sözüm ona aydınları bile kamplaşmadan nemalanmak adına bu kadar yüzeysel sloganik ve niteliksiz hale gelirse halka yansıması da ancak böyle olur ve hatta çok hazin düzeyli bildiğimiz karar okuyucularının bile bu dümene kapılmalarına kadar gider yorumve onaylarda gördüğümüz gibi...

    Yanıtla (2) (0)
  • fafa / 02 Eylül 2024 15:47

    Aslında toplumda bir kızgınlık ,bir huzursuzluk,bir acımasızlık var.Nedir bu cinayetler?Ana baba katli,kardeş katli,eş katli,evlat katli!...Kim geriyor bu insanları?

    Yanıtla (6) (0)
  • Süleyman Topçu / 02 Eylül 2024 15:36

    Bu ülke darbeler ülkesi değil yani?
    Darbelerin tamamı da Atatürk adına yapılmadı mı yani?
    CHP Türkiyes'inde çok özgürdük, 20 yılda mı kıstırıldık?

    Siyasetin emrinde olması gereken Ordu ve ona yeni katılmış genç teymenler siyasi iradeye meydan okuyacak ve buna karşı çıkanlar otoriter mi olacak?

    Genç subaylarda rahatsızdı bir zamanlar, gereken yapıldı. İktidarın şimdi de gerekeni yapması gerekir.

    Yanıtla (10) (25)
  • Ali / 02 Eylül 2024 15:34

    Darbe çığırtkanı teymenler orduya layık değil atılmalı.

    Yanıtla (12) (26)
  • Bilal / 02 Eylül 2024 15:23

    Laik demokrat.. demek önce ve özellikle; laikçi atacıyım, bunların izin verdiği kadar demokratım demek. Yüzyıldır darbelerle bunu ezberlettiler. Demokrasi daima laikçilğe boğduruldu otokrat bir toplum oluşturuldu.

    Yanıtla (6) (13)
  • Gerçek / 02 Eylül 2024 14:39

    Sn. Oğur. Atatürk'e bağlı olmak bir siyaset değildir. Öncelikle düpedüz yanlış olan kabulü sonlandırmak gerekir. Kim nerede bu kabul doğrudur diye tüm Türkiye'ye ispatta bulunmuşta herkeste onu kabul etmiş. Yok böyle bir şey. Biri şunu dese anlarım: "Ben Atatürk'e düşmanım". Tamam bu olur. Fikir sahibi ben buyum demiş olur, herkeste ona göre pozisyonunu alır.

    Yanıtla (11) (8)
  • Başka bir Karar Okuru / 02 Eylül 2024 15:20

    Bir ideolojimin askeri olanlar o ideoloji uğruna darbe yapabiliyorlar. "Muhammed'in askerleriyiz" deseler nasıl sorun olacaksa, bu da bir sorun Eski Türkiye'nin normalleri geride kaldı. Kutuplaşmada kazanacak (daha kalabalık) olan taraf da belli.

    Yanıtla (1) (13)
  • Tamam / 02 Eylül 2024 15:09

    Erzurum Valisi Abdülhamid’in tahta çıkış yıl dönümünü kutlamış. Ne yapalım padişahlığa mı dönelim!!

    Yanıtla (16) (2)
  • geç kaldık / 02 Eylül 2024 14:56

    Esasen her zümrede insaflı ve vicdanlı kişiler var fakat cümleten çok geç kaldık. Farklı görüşleri sindiremedik, hoş göremedik. Yalana yalan, doğruya doğru diyemedik. Bir arada yaşamayı beceremedik. Bunun değişmesi de pek olası görünmüyor. Kim hangi değeri ön plana çıkarıyorsa en çok onu zedeliyor, üzerinde tepiniyor ve hatalarına perde ediyor.
    Bu arada vergi rekortmenleri listesini gördünüz mü, 1 ve 2.sırada kimler var?

    Yanıtla (4) (0)
  • Okur / 02 Eylül 2024 14:37

    Türkiyedeki bütün abd-ab destekli darbelerde mustafa kemalin askerleri kullanılmıştır.Millete kılıç sallayan abd

    oğlanları bu sefer çok ağır bedel öder.CHP-kullanışlı aptallıktan kurtulmazsa sittin sene iktidar olamaz .

    İllegal yemin tören soruşturmalı arkasındakiler deşifre edilmeli.Bu çıkış kullanışlı ergenlerin aklı değil....

    Yanıtla (6) (27)
  • Yakup Karagöz / 02 Eylül 2024 14:09

    Önce bir kısım teymenlerin, akabinde astsubayların kazan kaldırması; bu ülkede hiç bir zaman Cumhuriyetin ve Demokrasinin hiç olmadığının, 100 yıldır bize yalan söylendiğinin açık delilidir. Bu olaylar hiçte öyle basite alınacak, demokrasilerde olabilecek olaylar değil. Ülkeyi 27 Mayıs'a bu okul öğrencileri götürdü. Burası bir İskandinav ülkesi değil. Her on yılda bir darbe olan ülke. Onun için bu hareket çok vahim bir hareket. Sonunu hep beraber göreceğiz Yıldıray Bey.

    Yanıtla (10) (22)
  • karar okuru / 02 Eylül 2024 13:30

    Evet tehlikenin fakındayım. toplumu bu hale getirenler her söze biz-onlar diye başlayıp, birlik ve beraberlik nutukları atanlardır.

    Yanıtla (15) (0)
  • Karar okuru / 02 Eylül 2024 13:06

    İbrahim Kiras:
    Saltanatın ortadan kalkmasından bir asır sonra “tahta çıkış kutlaması” yapmak nerden aklınıza geldi?
    Yetmezmiş gibi, Sayın Vali, tahta çıkmasının yıldönümünü kutladığı padişahın övecek bir şeyini bulamamış, “Duyun-u Umumiye idaresini kurmuş” olmasını övüyor!
    Hasbünallah…
    Yeni Türkiyeniz sayın Oğur! Normalleşme mi dediniz!

    Yanıtla (19) (2)
  • Ömer / 02 Eylül 2024 13:03

    Kutuplaştırıcı siyasetçilerin ürünüdür bu yaşananlar.O kutuplaştırıcı siyasetçilerin söylediği sözleri burada hatırlatmak bile cesaret ister.Hanımefendi küfür etmemiş, iftira atmamış, rüşvet almamış, vermemiştir.Hakareti ilk önce en baştakiler etmeyecek.

    Yanıtla (17) (1)
  • İbrahim / 02 Eylül 2024 12:54

    Küçük büyük bu ülkede ihalelere katılanlara bakın, çalışmadan kazanmayı becerenlere bakın. Ülke gerçekten çok kötüye gidiyor ve yakın zamanda tahminimce Suriyeliler sevinecekler ve üstümüze gülerek bizi işçi olarak onlar işe alacaklar.
    2000 öncesi Türkiye ye kim özlem duymuyor sizce. Soğan ekmek ve huzuru kaçırdık. Geçmiş olsun.

    Yanıtla (6) (1)
  • Ali Çakır / 02 Eylül 2024 12:43

    Sizin çorbada tuzunuz yok mu? Sayın yazar.

    Yanıtla (16) (2)
  • Karar okuru / 02 Eylül 2024 12:36

    Keşke yemyeşil dağlardaki bol ve kaliteli oksijen beynimizin gelişmesi için yeterli olabilseydi.

    Yanıtla (10) (0)
  • as / karar okuru / 02 Eylül 2024 10:47

    Türkiye nin başında ki en büyük beka sorunu iktidardır. sıkışınca kalkışma kulkuşma artık mümin gözünü açtı kimse yemiyor sürekli kandırma politikası kuranlar sonlarını kendi elleriyle hazırlıyorlar

    Yanıtla (20) (4)
  • Matrakçı... / 02 Eylül 2024 11:40

    Sokaktan zirvalayani koltuğa oturtmakla başarı gelmez..Olması gereken kişiyi önce bilgi sahibi yapıp sonra konuşması...Yoksa Isportadan alınan yerli bayrağı,,isporta kafalı itekler..Cehalet en büyük sorun..

    Yanıtla (7) (2)
  • Karar okuru / 02 Eylül 2024 12:27

    Bizde sorun cehalet değil ilkellik! Cehalet eğitim ile hallolur da ilkelliğin gelişmesi epey zaman alır.

    Yanıtla (8) (0)
  • Özer / 02 Eylül 2024 12:26

    İktidar toplumu adım adım gerdi geriyor normal demokratik bir ortam yok.bu asabilik bundan.

    Yanıtla (9) (1)
  • Karar okuru / 02 Eylül 2024 12:19

    Yazar Cumhuriyet gazetesinin geçmişteki sloganını bize hatırlatıyor da kendi o zamanlar dikkate almamış tehlikeye kapı açmıştı. Bu hatırlatmaları yayınlamamak da deve kuşunun kafasını kuma gömmesi gibi. Bunu gören görüyor görmeyen de körler sağırlar birbirini ağırlar devam eder.

    Yanıtla (8) (1)
  • HAYRETI MUCIP / 02 Eylül 2024 12:15

    Bu konuda en çok dikkati çeken ve en önemli olan konu adaletteki yozlaşmadır.
    Tesadüfe bak ki bu gün de adli yılın açılışı var .
    Maşallah adalette her şey yolunda , işler tıkır tıkır gidiyor , onun için 1,5 ay tatil yapıyorlar! MEB.ligi zaten tatilde , oldu olacak askeri de polisi de yani devleti komple tatil edelim , bunların ne günahı var , bunların canı yok mu !
    Ben hayatım boyunca bu adli tatilin sebebini ve amacını anlamadım, bu ne saltanattır , kimse bir şey diyemiyor !

    Yanıtla (6) (2)
  • seçmen / 02 Eylül 2024 12:11

    seçmen. Kimsenin bana hakaret etme özgürlüğü yoktur.
    DİŞİ ASENA DA SAYILSA..AF ETMEM.

    Yanıtla (6) (0)
  • Cemil Halis / 02 Eylül 2024 12:05

    Mustafa Keser'in Askerleri' de vardı.!
    Yaşamın kolay olamsını sağlamaya yönelik, sanki onlar daha iyi gibi..

    Yanıtla (4) (9)
  • Okumaz / 02 Eylül 2024 10:19

    Dilruba isimli kadın resmen hakaret ediyor. Öbür taraf da hapse koyuyor. İkisi de yanlış diyen az kişi var. (Kamu hizmeti cezası vs verilmeli mesela.)
    Türkiye duygusal ve tepkisel bir ülke. İlla tarafın olacak, o tarafı haksız da olsa desteklemen lazım, yoksa iki tarafa da yaranamazsın. Bir taraf hain derken öbür taraf yanaşma vs der. Normal, makul insanlar ortada pek gözükmez, nerede "militan" ,"radikal" kişi var lider yaparız. Biz böylelerini seviyoruz. Bunları seçiyor ve destekliyoruz.

    Yanıtla (10) (1)
  • Matrakçı... / 02 Eylül 2024 12:05

    Mantıklı.!..Aşırılık kimseye fayda getirmez. Uzaktan seyretmek en mantikli ..

    Yanıtla (4) (0)
  • HAYRETI MUCIP / 02 Eylül 2024 11:53

    Benim aklıma bir de Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'ta yumruklaması ve yumruklayan inek çobanının kahraman ilan edilmesi olayı geldi ; tabii başka olaylar da mutlaka vardır.
    Bunların hepsinin sebebi ve amacı birbirine benzemekle beraber perde arkasında epey farklıdır .
    Sonuc olarak yazının başlığında oldugu gibi bir anormallik, bir kargaşa, bir başıbozukluk vardır.
    Ama bu durum sadece bu konularda degil her konuda ve ülke genelinde vardır.

    Yanıtla (12) (0)
  • a reader / 02 Eylül 2024 06:02

    DIB Ali Erbaş hic de gerekli olmadığı halde kılıçla hutbe okuyacak, bu normalleşme,
    Teğmenlerin Anayasa'sinda yazılı Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti koruma yeminleri anormallesme,
    öyle mi ?
    Elbette elinde kılıçlari olacak adı üstünde Türk Silahlı Kuvvetleri.Ya ne olacaktı?

    Yanıtla (32) (18)
  • Okur yazar / 02 Eylül 2024 09:34

    Laik Türkiye Cumhuriyeti kurumların koruması altındadır. Yeni yetme kılıçlı teğmenlerin değil. Ayrıca atılan sloganlar gayet açık siyasi sloganlar. Hedefleri de ülke içinde kendilerine göre tehlikeli gördükleri cemaatler örgütler ve onların hamisi siyasiler. Halbuki ordunun görevi ülkeyi dış tehditlere karşı korumaktır. İçerdeki siyasi kavganın tarafı olamazlar. Olacaklarsa ünlformayı çıkarır gider bir siyasi partiye yazılırlar. Hemen öyle yapmalılar. O üniformayı taşıyamayacakları gayet açık.

    Yanıtla (5) (15)
  • karar okuru / 02 Eylül 2024 14:05

    Siyaset her zaman meşru mudur? Bir ülke siyaset yoluyla parçalanmak isteniyorsa, o ülkenin kolluk kuvvetleri ve silahlı kuvvetleri oturup seyir mi etmeliler? Tarihte Amerikan İç Savaşı diye bir olay var. Bir okuyun.

    Yanıtla (12) (2)
  • Okumaz / 02 Eylül 2024 10:13

    Kılıç nedir ya? Kılıç mı kaldı? Bu çağda kılıcın ancak törensel ve nostaljik bir anlamı olabilir. Camide kılıç ise daha da garip. İşin ilginç yanı iki taraf da kılıç kullanıyor. Belki çok farkları yok modernlik anlamında.

    Yanıtla (1) (11)
  • a reader / 02 Eylül 2024 11:29

    Bu arada;
    Sn. Bahceli'yi de anmadan olmaz.
    Yukarida yerimiz kalmamisti da yazamamistik.

    Soyleyen bensem, "soyleten sensin"

    Yanıtla (9) (0)
  • Matrakçı... / 02 Eylül 2024 11:08

    Cehalet varsa tarafı olmaz...

    Yanıtla (3) (0)
  • Ali İncirci / 02 Eylül 2024 11:03

    Tam da öyle: şu anda bu devletin elindeki tek alet Çekiç, o nedenle her sorunu Çivi gibi görüyor, çaktıkça çakıyor!. Ne demişti ağzı bozuk Şahıs: bunlara öyle bir çakacaksınız ki...... Osho'nun bir sözü var: Normallik deliliktir!. Bunu herkes gibi olmak zorunda değilsin, farklı ol anlamında söyler!. Bu iktidar anormalliği normal hale getirdi, millet deliriyor, daha da delirecek maalesef!

    Yanıtla (6) (1)
  • Okur / 02 Eylül 2024 10:57

    "laik demokratik türkiye" siyasi slogan, radikallik, el kaide'den ışid'e bütün radikal örgütlerin türevlerini kullandığı bayrağı taşırken yaşanan olay "yeşil bayrak taşıdğı için saldırıya uğramak."



    kendini bu ik kamptan birine yakın hisseden biri değilim, ama "trajedi" dedikleri otoriterlikte en büyük emeğe sahip olanlar, şimdi güya uyarı yaparken bile o otoriterlğin tarafında olduklarını gizleyemiyor.

    Yanıtla (12) (4)
  • Mustafa Rıfat ÖNİZ / 02 Eylül 2024 10:37

    İnsanoğlunun adaleti hiç bir zaman adalet olmamıştır. Ne yazık ki bütün bunlara sebep haksıza hep beraber haksızsın diyememekten geliyor, bunu diyemediğimizden bu kişiler azdıkça azıyor artık hakaretlerini daha yükseğe taşıyorlar, bu durumda cezalandıralım belki uslanır denip ceza uygulanıyor, bu defa yahu söz hürriyeti var böyle yapılır mı? diye karşı çıkılıyor. Peki çare nedir, çare yapılan yanlışın her kesim tarafından söz birliği ile anında telin edilmesidir. Yoksa ne yapsak boş.

    Yanıtla (2) (1)
  • Cemşit / 02 Eylül 2024 10:36

    Bu konudaki iktidar ve muhalefet görüşüm “al birini vur ötekine “ şeklindedir. Adam mecliste vekil yumrukluyor alkışlıyorlar, kadın göz baka baka on milyon küsur seçmene gerizekalı diyor alkışlıyorlar.

    Yanıtla (5) (4)
  • KAAN / 02 Eylül 2024 10:23

    ne oldu rahatsız mı oldunuz Mustafa Kemal'in askerleriyiz denmesinden neyin askeri olsunlar fetönün mü? Anayasaya laikliğe yemin etmişler bir de kurucu liderlerine...sizi anlayamıyorum aslında anlıyorum...anladım

    Yanıtla (22) (4)
  • İlhan / 02 Eylül 2024 10:22

    Yok tehlikenin farkında değiliz sayın yazar. Öyle lay lay lom gidiyoruz. İşin aslı ya toplum sistemi düzeltecek reforme edecek ya da iyi bir eğitim sistemi olacak. İkiside bizde olmadı olmayacakta. O nedenle doğanın kanunları geçerli olacak. Şaşırmış gibi yapmaya gerek var mı ki!

    Yanıtla (5) (0)
  • Okur / 02 Eylül 2024 10:06

    Sizce bu hale nasıl ve kimle geldik.

    Yanıtla (10) (0)
  • Sahici / 02 Eylül 2024 10:05

    Eser kimin. Ülkenin bu hale gelmesinin sorumlusu kim. Niçin bunu aramıyorsun, sayın yazar. Bu ülkeyi bu hale getiren kim ?

    Yanıtla (18) (0)
  • Okur / 02 Eylül 2024 10:05

    Farkındayım

    Yanıtla (1) (0)
  • OKUR / 02 Eylül 2024 09:46

    İktidar, ayak takımına ihale ettiği fiziki şiddetle toplumu sindirereğini sandı. Muhaliflere yapılan sövmeler, dövmeler, linç hatta öldürmeler, cezasız kaldı. Bilmiyorlar mı? Kedi bile canına tak edince kaplana dönüşür!

    Yanıtla (9) (1)
  • Musto / 02 Eylül 2024 09:42

    Maalesef AKP 100 yılın vebası kene gibi yapıştı bırakmıyor.Ne kurum kaldı ne de barışık toplum. Küçük bir azınlık şımarıyor Saltanat sürüyor büyük çoğunluk sefaletten sürünüyor..Bu yer yer toplumun düşünen kesimlerine yansıyor..AKP sadece zamlarla enflasyonunu düşüreceğini zannediyor..Toplumun büyük çoğunluğunun fakirleşmesi devam ediyor gıdaya kiraya yetişemiyor. Tek parti yöneticileri komiserleri semirdikçe sömürüyor.Erken seçime gidip iktidarı normal yollardan teslim etmesi ülke yararınadır..

    Yanıtla (9) (2)
  • Okur yazar / 02 Eylül 2024 09:41

    Mustafa Kemâlin askeriyiz siyasi bir slogan elbette. Bunu askerler değil siyasi siviller atıyorlar genelde. Asker de atıyorsa siyasi bir mesaj vermiş oluyor. Dolayısyla asker olarak kalmaları doğru değil. Üniformaları alınmalı ve siyaset yolu açılmalıdır. Siyasi kimlikle askerlik yapmaları doğru değil. Bu tabii cemaat tarafından yerleştirilen askerler için de geçerli. Cemaatçi olup da asker olunmaz. Bu kurumların siyasi ve dini her türlü etkiden arınmış olmaları gerekir. FETÖ’den ders alınmadı.

    Yanıtla (2) (11)
  • KOCA YUSUF / 02 Eylül 2024 09:32

    Kindar nesil vaadini basardi, nefretten besleniyor.

    Yanıtla (11) (2)
  • Müjdat Bayar / 02 Eylül 2024 09:05

    Acayip bir noktaya doğru gidiyoruz. Allah sonumuzu hayra çıkarsın.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ramiz / 02 Eylül 2024 09:05

    Kalemine ve yüreğine sağlık yerinde bir tespit olmuş.

    Yanıtla (1) (9)
  • Akademisyen / 02 Eylül 2024 08:53

    Hukuk ve adaletin bu hale düştüğü bir ülkede normalleşme olabilir mi? Bugünkü KARAR'dan: Cinayetten müebbet hapis verilen adam denetimli serbestlikle çıkıp cinayet işlemeye devam ediyor:‘’İzmir'de Bülent Şengün taksiciyi öldürdükten sonra yoldan geçen bir aracı gasbetti. Bu araçla gittiği markette bir çalışanı ağır yaralayan Şengün, ardından ATM'den para çeken bir kişiyi gasbedip tabancayla öldürdü. Şengün'ün cinayetten müebbet hapis cezası aldığı, ancak denetimli serbestlikle çıktığı öğrenildi'

    Yanıtla (8) (0)
  • Selim / 02 Eylül 2024 08:42

    Türkiye, kıyamete kadar tarihin tekerrür edeceği bir ülke olmaktan kurtulamayacak. Kimin sayesinde! iktidar koltuğunu ele geçirmek isteyenlerin ya da ele geçirenlerin Bu koltuğu bırakmama ihtirasları yüzünden. Yazık gerçekten çok yazık. 
    Bunun sorumluluğunu, kendi yapıp ettikleri ortada dururken hayali güçlere yükleyenler yok mu! Bunu yaparken hiç utanmadan sıkılmadan ve halkı aptal yerine koyarak iddia ediyorlar. Beni asıl kahreden bu.

    Yanıtla (3) (0)
  • Okur yazar / 02 Eylül 2024 07:55

    Laik cumhuriyet gibi siyasi slogan demişsin sayın yazar. Korumasın mı. Rejim tehdidinin ülkenin bölünmez bütünliğnüne karşı tehditlere bir şey yapmasın mı.

    Yanıtla (7) (2)
  • Hatemi / 02 Eylül 2024 07:15

    Daha iyi günlerdeyiz.
    Üniversiteler bir açılsın
    Kış bir başlasın
    Enflasyon canavarı bir günlerin
    Asker suriyeden bir çekilsin
    O zaman gör tantanayi

    Yanıtla (2) (0)
  • Müjdat Bayar / 02 Eylül 2024 06:40

    Mevlâ görelim neyler... Ömrümüz varsa daha nelere şahit oluruz acaba? Güzel ülkemizi kaostan kaosa sürüklemekte pek mahiriz.

    Yanıtla (2) (0)
  • Kaya / 02 Eylül 2024 06:38

    Bizi birbirimize düşüren güçler keyifle ellerini oluşturuyorlardır, bu halimize bakıp.

    Yanıtla (1) (6)
  • Okur / 02 Eylül 2024 05:56

    Düello keşke bizde de olsaydı da hakaret edecekler iki kere düşkünüp öyle konuşsaydı. Eskiden düello geleneği olanlar hep gelişti. Bizde pusu halâ devam ediyor.

    Yanıtla (8) (0)
  • karar okuru / 02 Eylül 2024 04:10

    Bu yeni bir durum değil, Kemal Kılıçdaroğlu'na linç girişimi, Gezi tutukluları, İmamoğlu'nun "cezası," işine gelmeyen her lafı edene pkk-dem yaftalamaları... Teğmenlerin andında da siyasi bir yön yok. Zaten anayasa ve yasalarla kurulu bir teşkilat olan ordunun anayasaya bağlılığı siyaset değil, görevdir. Abes olan 2016'da andın kaldırılmasıdır. Mustafa Kemal de uluslararası ölçekte takdir görmüş büyük bir komutandır. Harbiyeden mezundur, Harbiyelilerden biridir, örnek alınacak bir askerdir.

    Yanıtla (14) (4)
  • karar okunur / 02 Eylül 2024 03:08

    Yetmedi mi Haniye yapılan anma törenleri? 30 Ağustos kutlamalarında Haniye posterleri açılırsa, bunun üzerine acayip acayip yorumlar paylaşılırsa, bu büyük bir saygısızlık olmaktan çıkar, kışkırtmaya girer. Valilik görevi kışkırtma yapmak değildir. Bunlara izin vermek, yol açmak değildir. Tepkiler gelince de, hemen Darbe´ye bağlıyorlar. Kendileri mağdur, suçlu yine başkaları oluyor.

    Yanıtla (13) (3)
  • Etem / 02 Eylül 2024 02:51

    Türkiye yıllardır anormal, sayın yazar. RTE dindar. kindar nesil yetişticeğini söyledi. Yıllardır ayrıştırmadan, ötekileştirmeden beslendi. Kendi gibi düşünmeyenlere yaptığı hakaretleri yazsam buraya sığmaz. Son hakareti “cibilliyetsizler” idi. Atatürk’e, cumhuriyete saldırı almış başını gidiyor. Ülkeyi bu hale getiren kendisi.

    Yanıtla (15) (3)
  • Yorum / 02 Eylül 2024 02:25

    Anayasanın ilk 4 maddesi ülkenin kolonları, bunları kesmeye kalkışmayın,bu apartmanda herkes oturuyor bir depremde bina çöker demek istediler,,bunu demeye hakları var,,zaten bu kavramları herkesin korumak kollamak istemesi çok tabidir,,ben öyle istedim öyle olacak işlerine herkes tepki verir,,verecektirde,,bu işin kutbu olmaz,,fetöde olsa aynı şeyleri yapmak isteyecekti,,o yüzden artık burada durulması gerekiyor..

    Yanıtla (4) (4)
  • Sakiz / 02 Eylül 2024 02:19

    Demokratik olmayan hukuksuz otokrat dönem ve liderler her kesimde lanetlenip evrensel demokrasi hukuk insan hakları ve özgürlükler de ittifak edilip her kesimde istenmedikce bu olaylar devam eder..kah CHP kah DP ap MHP akp ..kim iktidardaysa digerlerini ezer..kurumsalmis evrensel bir anayasayı hepimiz istemeliyiz.bizimkiler yaparsa bir sebebi vardı onlar yaparsa zalimlik .böyle gider..kim yaptıysa yapıyorsa kötü işte..

    Yanıtla (6) (0)